3 yöntem ile uygulanabilir:

• Transforaminal epidural steroid enjeksiyonu (sinir çıkış noktasından yaklaşım)
• İnterlaminar epidural enjeksiyonu (omurga arka tarafından yaklaşım)
• Kaudal epidural steroid enjeksiyonu (kuyruk sokumundan yaklaşım)

Bel fıtığında çoğunlukla transforaminal yöntem tercih edilirken, boyun fıtığında bu yöntemin olası ciddi risklerinden dolayı son zamanlarda pek tercih edilmemektedir. Kliniğimizde boyun fıtığı tedavisinde interlaminar yaklaşımı tercih ediyoruz. Ameliyat olmuş, anatomisi çok değişmiş ve diğer yaklaşımların mümkün olmadığı bel fıtıklarında kaudal yöntemi kullanıyoruz.

Mutlaka C kollu skopi görüntüleme eşliğinde yapılması ve kontrast kullanılması gerekir. İnce bir iğne ile skopi eşliğinde hedef noktaya ulaştıktan sonra boya maddesi (kontrast) vererek ilacın doğru yere yayılmasını kontrol ederiz. Eğer bu yayılım uygunsa akabinde iltihap giderici kortikosteroid ve lokal anestezik (diş uyuşturucusu) ilaçların karışımını enjekte ederiz. İşlem, C kollu skopi cihazının bulunduğu ameliyathane veya uygun algoloji işlem odasında lokal anestezi altında yapılır.

İşlem süresi yaklaşık 10-15 dakikadır. Genellikle işlemden 1-2 saat sonra evinize gidebilir ve ertesi gün işinizin başına dönebilirsiniz.

Hastalığın tanısı, şiddeti, ve hastanın durumu gibi bir çok faktör tedavi başarısını etkiler. Bel ve boyun fıtığına bağlı ağrılarda genel olarak  fayda görme olasılığı %70 civarındadır yani 10 hastaya yapıldığı zaman 7 hasta fayda görürken 3 hastada başarısız olur. Bazen aralıklarla tekrarlanması gerekebilir. Kısa süreli fayda ettiği zaman DRG pulsed RF yönteminden yana tercih kullanmak gerekebilir.

Prosedürün potansiyel faydaları şunları içerebilir:

• Ağrıda azalma: Fıtık dışarı çıktığında sinirde hem sıkışmaya hem de o bölgede enflamasyona sebep olur ve bu enflamasyon ciddi ağrıya yol açar. Bu yöntem enflamasyonu hızlıca giderir ve ağrı giderildiği için hasta kısa sürede yüksek bir hayat kalitesine ulaşır.
• Daha iyi hareket yeteneği: Ağrıyı azaltarak daha iyi hareket kabiliyeti ve egzersiz yapma olanağı sağlar ve hastanın uzun dönem iyiliğini korumaya yönelik büyük katkı sağlar.

Kemiklerde ve diğer dokularda herhangi bir kesi uygulanmadığı için oldukça güvenli bir yöntemdir. İşlem sonrası ağrıların kısa süreli artması en muhtemel yan etkidir, fakat genellikle birkaç gün içinde azalır. Baş ağrısı, alerjik reaksiyon ve düşük tansiyon diğer geçici komplikasyonlardır. Omurilik kanalında enfeksiyon, kanama ve sinir hasarı çok nadiren de olsa gelişebilen ciddi komplikasyonlardır. Eğitimli ve tecrübeli ellerde yapılması, görüntüleme cihazı kullanımı ve steril olarak yapılması bu yan etkilerin olasılığını oldukça düşürür.

Bel ve boyun fıtıklarının en büyük oluşturdukları sorun zaten ağrıdır. Bu ağrıya bağlı hareketimiz kısıtlanır, çalışmamız zorlaşır ve hayattan zevk alamayız. Dolayısıyla çoğu zaman ağrıyı çözmemiz hastalığı iyileştirmemiz anlamına gelir. Kilomuzu korumamız, fazla kilolardan kurtulmamız, dikkatli yaşamamız ve egzersiz yapmamız halinde bu tedavinin sağladığı iyilik hali birçok hastada uzun süre devam eder. Ayrıca çok ciddi ve büyük ölçekli çalışmalar, bel fıtığı nedeniyle ameliyat olan ve olmayan hastalar arasında uzun vadede bir fark olmadığını gösteriyor. Bu bilgiler doğrultusunda ameliyata karar vermeden mutlaka bu tarz tedavilerin denenmesini öneriyoruz.

Bu durumu tespit etmek için kapsamlı bir değerlendirmeden geçmelisiniz. Her hastanın durumu diğerinden farklıdır ve bazı hastalarda belirgin iyileşme olurken diğerlerinde pek rahatlama olmayabilir. Bu konuda fikir sahibi olmak için bir algoloji uzmanı doktoruna başvurmanızı tavsiye ederim. Tedavi sonrası kilo almamak, fazla kilolardan kurtulmak ve uygun egzersizlerin yapılması başarı şansını oldukça artıracaktır.

İğne giriş yerinde cilt enfeksiyonu, kanama bozukluğu, tüm vücudu etkileyen ciddi enfeksiyonlar varlığında yapılamaz. Fıtığa bağlı ilerleyici kas gücü kaybı, idrar ve gaita tutmada zorluk gibi durumlar varsa bu tedavi yardımcı olmaz ve acil cerrahi yöntemler tercih edilmelidir.